باب
إطلاق اسم
الكفر على
الطعن في
النسب والنياحة
30- NESEBE DİL
UZATMAYA VE ÖLÜ İÇİN AĞIT YAKMAYA KÜFÜR ADININ VERİLMESİ BABI
121 - (67) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
معاوية. ح
وحدثنا ابن
نمير (واللفظ
له) حدثنا أبي
ومحمد بن
عبيد. كلهم عن
الأعمش، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة؛
قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "اثنتان
في الناس هما
بهم كفر.
الطعن في
النسب والنياحة
على الميت".
[:-224-:] Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Ebu
Muaviye tahdis etti (H) Bize -lafız kendisinin olmak üzere- İbn Numeyr de
tahdis edip dedi ki: Bize babam ve Muhammed (2/3a) b. Ubeyd tahdis etti. Hepsi
A'meş'den, o Ebu Salih'ten, o
Ebu Hureyre'den şöyle
dediğini nakletti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"İnsanlarda iki
haslet vardır ki bunlar onlarda küfürdür: Nesebe dil uzatmak ve ölü için ağıt
yakmak. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'I-Eşraf, 12458
NEVEVİ ŞERHİ: Nebi {Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "İnsanlarda iki
haslet vardır ki. .. ağıt yakmak" buyruğu hakkında çeşitli görüşler
vardır. En sahih olanlarına göre anlamı bu iki hasletin kafirlerin işleri ve
cahiliye dönemi ahlakından olduklarıdır. İkinci görüşe göre bu, sonuçta küfre
kadar götürür, üçüncüsüne göre bu, nimet ve ihsanın küfrü (küfran-ı
nimetlnankörlük) demektir. Dördüncüsü bu (kafir olma hükmü) bu işi helal kabul
eden kişi hakkındadır.
Hadiste
nesebe dil uzatmanın ve ölü için feryat edip ağıt yakmanın haramlığının
büyüklüğüne dikkat çekilmektedir. Bu iki hasletin her birisi hakkında bilinen
naslar da gelmiş bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.
A.DAVUDOĞLU
AÇIKLAMA: Nesebe diî uzatmak, bir
kimsenin babasından başkasına intisâb etmesi veya meşru surette doğduğunu
şüpheye düşürecek şekilde konuşmasıdır.
Niyâha:
ölen bir kimsenin iyiliklerini sayarak feryatla ağlamaktır. Bu iki şeyin küfür
sayılması dahi yukarıda görüldüğü gibi muhtelif şekillerde te'vil edilmiştir.
Ezcümle:
1-
Bazılarına göre buradaki küfürden murad, bu iki şeyin küffarın amellerinden ve
cahiliyyet devri adetlerinden olmalarıdır. Nitekim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) kadınlar kendisine beyat ederken ölüye feryad edip ağlamayacaklarına
dair onlardan söz almış: «Ölenin arkasından yanaklarına vuran, ceplerini yırtan
ve cahiliyet da'vasında bulunan bizden değildir.» buyurmuştur. Bu hususta onbeş
sahâbiden hadis rivayet edilmiştir. Aynî (Rahimehullah) «Umdetü'l-Kaari» adlı Buhârî şerhinde bu zevatın isimlerini ve
rivayet ettikleri hadisleri sıralamıştır. Biz,
«et-Tavzih» sahibinin yaptığı gibi yalnız isimlerini saymakla iktifa
edeceğiz.
Bu zevat: 1- İbni Mes'ud, 2- Ebu Musâ el-Eş'ari, 3-
Ma'kıl b. Mukarrin, 4- Ebu Mâlik el-Eş'ari, 5- Ebu Hureyre, 6- İbni Abbâs, 7-
Muaviye, 8- Ebu Said-i Hudrî, 9- Ebu Ümâme, ,10- Alî b. Ebî Tâlib, 11- Câbir,
12- Kays b. Âsim, 13- Cünâdetü'bnü Mâlik, 14- Üraraü, Atiyye, 15- Ümmü
Seleme (r.anhum) hazeratıdır.
İslâmiyet
istihza, gıybet ve kazif yani, namuslu kadınlara zina iftirası gibi şeyleri de
yasak etti. Çünkü bunlar da cahiliyet devri amellerindendir. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
«Allah
sizden cahiliyet kibrini, soy sop ile öğünmeyi kaldırmıştır.» buyurmuştur.
Burada
küfürden murad: Küfre müeddi olmaktır. Murad: Küfran-ı ni'mettir. Küfür
kelimesi hakikî ma'nasında kullanılmıştır. Ancak bu hüküm ta'n ile niyâhayı
helâl i'tikad edenlere mahsustur.
Hadis-i
şerif nesebe ta'n ile niyahanın haram olduğunu ağır bir lisanla ifâde ediyor.